Yağan Karla Birlikte 1987 Yılı Kışının Anlatıldığı Video Tekrar Gündeme Geldi
Geçen sene Tuz Gölü TV’ye konuk olan Naim Altan ve Sırataş Yaylası’ndan Abdullah Ceylan’ın 1987’de beklenenin çok üzerinde yağan karın hikayesini anlattıkları video, bu yıl kar yağmasıyla birlikte tekrar gündeme düştü.

Geçen sene Eskil’de son yılların en büyük karı yağmıştı. Bu yağan karla birlikte Eskil’in birçok köy ve mahalle yolu birkaç gün kapalı kaldığında bu yağan kar akıllara 1987 yılında yağan karı getirdi.
1987 yılında yolları açma görevi bulunan Rahmetli Kepçeci Abdullah Altan ve yanında işi öğrenmesi için verilen henüz belediye o dönemler yeni giren Naim Altan Eskil’in Sırataş Yaylası yakınlarında greyderi şarampolden aşağıya kaydırılışının hikâyesini şu şekilde anlatmıştı:
.jpg?)
Sene 1987 idi
O zaman muazzam bir kar yağdı. Kar yağınca malum, Eskil’in köyleri bir hayli geniş. O dönemde iki tane greyder vardı. Birini Abdullah Sırmalı amca, yakın çevrelere giderdi.
Uzak yerleri de –belediyeye yeni girdim- Abdullah Altan amcayla beni Karakol tarafına gönderdiler. Karı açarak gittik tabi, Abdullah emmi greyderci ben yağcı.
Vardık Karakol’a açarak, oradan döndük. O dönem kar bir taraftan yağıyor, bir taraftan da tipi tipiliyor ki karşımızdan, greyderin ön tekerleklerinin odluğu yeri ancak görebiliyoruz.
Biz gelirken Ortakuyu’yu geçtik, Sırataş’ı geçtik, Sırataş’ın mezarlığını geçtik, gözümüzü de kar beyaz olunca haliyle aldı. Abdullah amca istemeyerek, greyder şarampole kaçtı. Elimizde de kürek var ama biz ne kadar uğraşsak da greyderi çıkartamadık.
Abdullah Amca yaş itibariyle tecrübeliydi. Dedi ki, “Naim biz gece olmadan kendimizi güvenlikli bir yere atalım.” Nereye gideceğiz, Sırataş yakın tabi, elimize küreği aldık, kedi çıkar köpek çıkar diyerekten.
Abdullah Ceylan amcanın evi, yola en yakın evdi. Vardık Abdullah amcanın evine doğru, köpek üzerimize doğru atlıyor iyi ki de almışız küreği elimize. Kendimizi koruduk kürekle. Eve vardık, Abdullah emmi hemen kapıyı açtı, bizi buyur etti.
O dönem tipiden Abdullah amcanın evin yarısına kadar kürtük birikmiş.
1987’de yağan kar ayrı bir kardı. Birde bu kar var ama (2022 yılı Şubat ayı başında yağan kardan bahsediyor) ona yakındı ama o kar bir ayrıydı.
O gün akşam oturduk, adam yemeğimizi çayımızı ikram etti Allah razı olsun. Ertesi gün oldu yine kardan göz gözü görmüyor. Telefon yok, bir şey yok. Belediyenin bizden haberi yok, evin haberi yok. Ertesi gün yine oldu, yine yok.
Biz mahcup oluyoruz ama Abdullah amca, olur oğlum olur diyerek bizi rahatlatıyor.
Ertesi gün biraz durur gibi oldu. Buradan aküyü aldık, eşekle sözüm yabana, ne olur ne olmaz iki üç gündür greyder çalışmaz diyerekten. Sonra oraya gittik, greyderi çalıştırdık, çıkardık., Eskil’e doğru yola çıktık.
O dönem Necati’ydi belediye başkanı, onlarda bizi merak ettiği için yola çıkmışlar, onlarla Gölbez mezarlığının orada karşılaştık. Ondan sonra Eskil’e gittik.
.jpg?)
Az önce çöktüğümüz yere gittik de o zaman ki anımı hatırladım, yaşadıklarımı hatırladım, o dönem belediye bizi buraya gönderdi sırtımızda bayağı büyük bir yük vardı. O yükte nasıl derseniz “Greyderci Abdullah emmiyle, Naim’i gönderdik, yollar açılmamış” derler diye. Bizim amacımız yolu bir an evvel nasıl açarız, vatandaş sebeplenir diyeydi.
Gerçekten çok duygulandım o arada, rahmetli Abdullah amcamın Naim şu küreği alda şu yolu bi açalım dediği aklıma geldi. O gün Sırataş daha uzak olsaydı ya da her köyden uzak bir yerde kalsaydık, telefon yok, haberleşecek bir şey yok. Yorgan yok, battaniye yok.
Allah yüzümüze baktı, yakın bir yerde kaldık. Abdullah amcada Allah razı olsun, o gün o kış gününde bizi misafir etti, çok iyi baktı bize. Allah ondan razı olsun.
Bu noktada Abdullah Ceylan amca söze giriyor.
.jpg?)
Aynı böyle kış günüydü, bir baktım benim kız koştu geldi. “baba iki kişi geliyor, köpekten gelemiyor, bir çık da bak” dedi. Çıktım baktım, Abdullah emmiyle Naim usta. “Siz dekleyin ben geliyorum” köpekten bunlar yaklaşamıyordu.
Vardım bunları aldım geldim, üç gün bu adamlar burada kendilerine sıkıntı yaptılar. Ben dedim ki “Sıkıntıya gerek yok, kuru yavan ne varsa beraber yeriz, içeriz” dedim. O dönem telefon bir şey yok.
Üç gün sonra yollar açılır gibi oldu. Küçük tüp falan aldık. Orada suyu ısıttık, greyderin sağına soluna döktük. Greyderi çalıştırdık, bunlar ille sizin yolunuzu açalım dediler, biz yok dedik bizim yollar açılır, sizin yolunuz açık olsun dedik. Bir daha da kendinize sıkıntı etmeyin, ne gelirse beraber yer içeriz dedik uğurladık.
1987 idi, cemilelerin içiydi, bir daha da öyle kar yağmadı.
Hikayenin videoyla çekilip, gelecek nesillere aktarılmasında öncü olan İbrahim Altan'a teşekkür ederiz.

03 Şub 2023 - 20:00 Aksaray/ Eskil- Yaşam
Muhabir Mehmet Emin Öztürk
Yorum yazarak Tuz Gölü Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tuz Gölü Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tuz Gölü Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tuz Gölü Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Tuz Gölü Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tuz Gölü Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tuz Gölü Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tuz Gölü Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.