Zalim İsrail

Küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda Filistin toprakları üzerinde kurulan zalim İsrail, 10 gün den beri, masum, silahsız, Gazze sivilleri üzerine bomba yağdırmaktadır. Yaşlı, çocuk, kadın, yaralı demeden, yerleşim yerlerini, hastaneleri, camileri, okulları bombalamaktadır. Gazze'nin elektiriğini, suyunu, kesmiş, ampargo uygulayıp; dünya ile bağlantısını koparmış, durmadan siviller üzerine bomba yağdırmaktadır. Adeta soykırım politikası düşüncesine gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bölgeyi terketmeye çalışan sivilleri dahi acımasızca vurmaktadır. Sokaklar şehitlerle doludur, Gazzelilerin şehitlerini defnetmelerine dahi izin verilmemektedir Gazze de ambulans yakıtları tükenmek üzere, tıbbi cihazlar yakıt olmadığı için etkinliğini kaybetmekte, tıbbı cihaz ihtiyacı, gıda ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Oluşan manzara karşısında vicdanı, merhameti olan her insanın yüreği paramparça olmaktadır. Zalim İsrail kurulduğu yıldan beri Filistin'e zulüm yapmaktadır.
Gazze'de durum vahim durumdayken İsrail'e destek verenler de az değil. ABD, İngiltere, Fransa gibi devletlerin İsrail zulmünü desteklemesi insanlık namına normal değil ama insanlıktan nasibini almamış, merhameti, olmayan düşünceler için normal kabul etmek lazım. Ama Araplar bizi arkamızdan vurdu. diye İsrail zulmüne sessiz kalan müslüman kardeşlerimiz de yok değil. Araplar bizi arkamızdan vurdu diyerek bütün Arap milletini suçlamak haksızlık olmaz mı? Evet bazı Arap liderler Lawrence gibi İngiliz casuslarının vaatlerine kanıp Osmanlı Devletine karşı hainlik yapmışlardır. Bu hainlik yaftasını bütün Arap milletine yakıştırmak uygun olmaz.
Birinci Dünya savaşı sırasında ve Çanakkale savası sırasında Filistinlilerin Osmanlı Devleti'nin safında savaşmak istediklerine dair mektuplar devlet arşivlerinde mevcuttur. Özet olarak söylemek gerekirse gönderilmiş olan mektuplarda şu çümlere rastlanmaktadır: Canlarıyla, mallarıyla Osmanlı Devleti'nin safında savaşmak istediklerini açıkça belirtmektedirler. Zaten Filistinlilerin Osmanlı safında yer aldıklarının kanıtı olarak Çanakkale Şehitliğine bakmak yeterli olacaktır. Çanakkale şehitliğin de Kudüs ve Gazze şehitleri bulunmaktadır. Filistinliler İngiltere, Fransa, İtalya gibi devletlere karşı Osmanlı Devleti'nin safında mücadele verip; kimi şehit, kimi gazi olmuştur.
Siyonist propagandasının yerli işbirlikçilerinin zamanlaması da manidardır: Filistinliler ne zamanki işgale karşı direnişe geçer, Türkiye'de anında "Araplar bizi arkamızdan vurdu" lakırdısı vizyona girer. Araplarda hain olduğu kadar kendi içimizde de Siyonist işbirlikçileri yok değildir. Müslümanların birbirine sahip çıkmamaları için medyada, sosyal sitelerde vb kara propaganda yapılmakta halkın direniş güçü kırılmak istenmektedir. Kara progabandalarla, asırlarça beraber yaşadığımız müslüman kardeşlerimize yardım eli uzatılmasına engel olmak istemekteler. Gazze'de olduğu gibi müslümanlara yapılan zulüm seyredilmektedir.
Yıkılası İsrail'in zulmü kurulduğu tarih olan 1948 den beri devam etmektedir. İsrail Filistin topraklarının yüzde sekseni ni işgal etmiş durumdadır. Filistin halkına yapılan zulme karşı dünya sessizliğini küçük kıpırdamalar haricinde bozmamıştır. Halbuki komşuda yanan ateşin birgün kendilerini de yakacağını bilmeleri gerekir. Filistin de yapılan zulüm, insanlık suçudur, savaş suçudur. Filistin'e yapılan zulme karşı hiç bir güç karşı durmamakta, zulme karşı seyirci konumunda bulunmaktadır. Yapılan zulüm karşısında hiç bir şey yokmuş gibi normal hayatımıza devam ettiğimiz , hiç bir müdahalede bulunmadığımız için insanlığın, vicdanın, merhametin sorgulanmaya alınması, sorgulama sonucunda ceza verilmesi gerekmez mi? Bir annenin, bir babanın haksız yere evlerinin bombalanması sonucunda evladının cansız bedenini kucağına alıp; çığlık atmasına hangi yürek dayanabilir?