Gençler Üniversite Okumalı mı?

Yıllardır hep eğitimin, okumanın, insanın kendisini geliştirmesinin öneminden bahsettim.

İnsanı insan yapan şey, aldığı eğitimdir, öğrendiği bilgidir ve edindiği beceridir.

Yoksa sap gelip, saman gitmenin çok bir mahiyeti yok açıkçası.

Fakat son zamanlarda rastladığım ve üzülerek takip ettiğim bir şeyi bu hafta köşemde dile getirmek istedim.

Maalesef çevremdeki gençlerin birçoğu bilinçsiz ve şaşkın ördek misali ne yapacağını bilmeyen, hayatın gerçekliğiyle; sorunları ötelemenin verdiği geçici rahatlık arasında geleceklerini mahveden bir yığın adeta.

Hele birkaç sene daha okuyayım da, sonrasına sonra bakarız diyen gençlik üzülerek ifade ediyorum ki, getirilen yeni sistemle adını soyadını cevap kâğıdına kodlayabilenin, üniversite kazandığı laçka bir eğitim sisteminden de cesaret alarak, hayatını geri kalan kısmında yaşanması muhtemel sorunları katlayarak üniversite okumaya gidiyor.

Neden böyle diyorum? Çünkü okuduğu bölüme hiçbir yakınlık ve ilgi duymayan bir gence falanca ilin, falanca üniversitesinin filanca fakültesi ne öğretebilir ki?

Atalar ne demiş? İlgi ile bilgi kardeştir. Bir işe ilgisi olmayanın, o işle ilgili bilgisi de olmaz, kimse kusura bakmasın. Fakat üniversite tercihi yapan gençlere baktığımda genellikle iki nedenle tercih yapıyorlar.

Birincisi bir önceki sene hangi bölüm, kaç puanla almış; ikincisi de ben şuradan bir çıkayım da, ne olursa olsun bakış açısı.

Her iki bakış açısı da maalesef ki gençlerimizin geleceklerini mahvetmekten bir adım öteye götürmez.

Bizim Eskil çiftçisinin işi de o olur genellikle. Bir sene mısır para eder, tüm tarlalar ertesi sene mısırla dolar ama o sene de mısır yerine Ayçiçek para eder, bu seferde herkes ayçiçeğine hücum eder.

Maalesef gençlerimizde, doğru yönlendirilmediği için, mezun oldukları sene hangi bölüm KPSS puanından daha düşük aldıysa o bölümle ilgili hiçbir ilgisi olmadan o bölümü yazıyor.

Hâlbuki okuduğu fakülte 2 ya da 4 yıllık fark etmez, oradan mezun olup KPSS sınavına girene kadar zaten aynı şeyi düşünen milyonlarca kişi o meslek grubundaki açığı çoktan doldurmuş oluyor.

Bir diğer grup olan ki, aslında ilk gruptakilerin çoğu da aynı şekilde tercih yapıyor: bu aileden ya da Eskil’den bir kurtulayım diye tercih yapanlar, sorunları artırarak ötelemenin haricinde hiçbir iş yapmıyorlar.

Bende üniversite okudum, 2011 – 2015 yılları arasında ortalama babam bana her ay ortalama bin TL gönderirdi. 2011 yılında asgari ücret 658 liraydı, okul bittiğindeyse 950 liraydı. Yani bir öğrencinin aylık ortalama bir asgari ücret gideri oluyor.

Bugün için 10 – 15 Bin Tl arası bir giderden bahsediyoruz. Bu rakam zenginlere dokunmaz tamam ama çoğu aile bu parayı bulmakta ve göndermekte zorluk çeker.

Parada mevzu değil aslında, bulunur bir şekilde okunur fakat yukarda da bahsettiğim gibi eğer sırf üniversite mezunu olmak için, diploma için okuyorsanız hem paraya yazık, hem aileye yazık hem de sizlerin harcanan zamanınıza yazık.

Ben ilk 13 tercihi gazetecilik bölümü olan ve üniversiteye ilk gittiğim gün bugün işlettiğim gazetenin ikinci planım olsa da hayallerini kuran ve dahası üniversite eğitimi aldığım dönemde okuldan çok gazete, TV’lere gidip çalışan birisiyim.

O sayede Allah’ın izniyle üniversite eğitimimin meyvelerini bugün yiyebiliyorum. Fakat bu şekilde aşkla bağlı olduğunuz bir mesleğin eğitimini almayacaksanız hele hele birde üniversiteye gittiğinizde okuyup o alanda kendinizi yetiştirmek yerine nargile kafelerde ömür tüketecekseniz, bence hiç zahmet etmeyin.

Çünkü Eskil’de de nargile kafeler var!

İki hafta önce “Gençler Geleceğinizi İnşa Edin” diyerek bir yazı kaleme almıştım. Kimisi bana kızmış, bu pahalılıkta nasıl inşa edelim diyerekten.

Gelecek inşa etmeyi, apartman inşa etmek gibi bir şey zannettiler zannımca!

Gelecek inşa etmek, yarın bu bana lazım olur diyerekten tıpkı bir bilgisayarın ya da teknolojik aletin donanımının güçlendirildiği gibi, bir insanın kendisini güçlendirmesi, yeni yetenekler öğrenip, geliştirmesidir.

Aslına bakarsanız bu da bedavadır.

Bugün Youtube gibi bir kaynak var. İstediğin her eğitim ücretsiz. Dil mi öğrenmek istiyorsun, bir konu da bilgi mi edineceksin veya alanında kendini mi geliştireceksin. O sabahtan akşama kadar Tiktoktan çıkmadığın, papçi oynadığın telefonun geleceğini inşa etmekte çok daha faydalı olacaktır.

Oyun, tiktok vs. konuları açılınca biraz sinirleniyorum kusura bakmayın. Ama maalesef bir nesil resmen, bunlarla büyüyüp hayatın oyundan, tiktokta izlediği birkaç saniyelik videolardan ibaret olduğunu zannediyor.

Yine nerden başladık, nereye geldik diyeceksiniz fakat Z Kuşağı denilen kuşakta böyle maalesef.

Özetleyecek olursak gençler bir abiniz olaraktan, ilgi duymadığınız, yapmak için heyecanlanmadığınız bölümü okumayın. Eğer bir üniversiteye gidiyorsanız, orada geçen zamanınızı o alanda kendinizi geliştirmek ve rakiplerinizden bir adım öne çıkmak için kullanın.

Hayat çok güzel ama bazı zorluklar hayatın tadını kaçırabilir o yüzden o zorluklarla mücadele etmeye ne kadar erken başlarsanız, onları o kadar erken bertaraf edersiniz.

Sevgilerimle

Haftaya görüşmek üzere.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI
# İLİŞKİLİ KONULAR

Yazar Mehmet Emin Öztürk - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Tuz Gölü Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tuz Gölü Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tuz Gölü Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tuz Gölü Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.